tours estambul ve ortaçağ felsefeleri

tours estambul

tours estambul ve ortaçağ felsefeleri evet sizlere en güzdel bilgileri yazan tours estambul dediki Bu eserindeki asıl niyeti, kendileri Hıristiyanlığı sahiplenseler de sapkın mezheplerin kaynağının, Hıristiyan geleneğinde değil de filozofların oluşturdukları doktrinlerde olduğunu göstermektir. Ama kendisi de hemen her yerde seleflerindeki felsefi öğretilerden esinlenmiştir. Hippolytos'un Söz doktrini, Tatianus veya Justinus’unki kadar, hatta belki daha da karmaşıktır. Söz’den hem yaratılış amaçlı meydana gelen bir varlık olarak bahseder hem de onun neslini hür olarak kabul eder;
sonuç olarak bunu Tanrı tarafından bilerek ilahı bir kişinin yaratılışı olarak ortaya koyar. 230 yılına doğru kaleme alınmış Tüm sapkın ımlann çürutülmesi, İskenderiyeli Klemes’in eseriyle aynı döneme aittir. Bu iki eserin karşılaştırması bizlere, İskenderiye çevresinin Yunan felsefesinin etkilerine Roma çevresinden daha açık olduğunu ve orada gerçek anlamda Hıristiyan zihniyetinden beslenmiş metafizik spekülasyonların doğmasına bu nedenle daha elverişli olduğunu açık açık göstermektedir.

GNOSTISIZM: E. de Faye, Introduction ü l’histoire du gnosticisme, Paris, E. Leroux, 1903 — Aynı yazar, Cnostigues et gnosticisme, 2. bsk., Paris, E. Leroux, Paris, 1925. — L. Duehesne. HiStoire ancienne de l'Eglise, 2 bsk , Paris,.Fontemoing, 1906, cilt 1, böl. XI. — J. P. Steffes, Das Wesen des Cnostizismus und sein Verhâltnis zum katholischen Dogma. Paderbom, 1922. — Sorunun mükemmel ve genel bir tartışması için bkz. Henri-Charles Puech. Oü en est le probleme du gnosticisme?. in Revue de l'Universite libre de Bruxelle, no 2 ve 3, 1934.
MARCION: A. Harnack, Marion. Das Evangelium von/remden Gott, eine Monographie zur Gesc-hichte der Grundlegung der katholischen Kirehe (in Texte und Untersuchungen, c. XL1V), 2. bsk., 1924 — A. Amann, Mardan, mad., in Vacant-Mangenot, Dict. de theol. cath.. c. IX, 2009-2032. BASILIDE: G. Bareille, md., Basilide, in Dict. de theol. cath., c. II. kol 465-475
VALENTIN; L. Duehesne, Hisloire ancienne de l'Eglise, c. I, s. 163-170 (Bu mükemmel sunuşu yakından izledik).
İRENEE: Oeuvre, in Migne, Patr. Gr., c. VII. — Alb. Dutourcg, Soiııt trinee (in kol. La pensee chr^tienne), Paris, Bloud et Gay, 1905. — P. Beuzart, Essai stır la tlnfologie d'Irenie, Paris, 190» — Montgomery Hitchcock, Irenaeus of Lugdunum, Cambridge, 1914. — F, Vernet Irinee (saınt), mad., in Vacant-Mangenot, Dict. de theol. cath., c. Vll, kol. 2394-2533 (Geniş ve yoğun bir çalışma, her kısmın sonunda bir kaynakça bulunuyor).
HİPPOLYTOS: PItılosophoumena'lann metni Migne, Patr. Gr. içinde, c. XVI; kitap 1 aynı zamanda şurada bulunuyor. H. Diels, Doxographi graeci, Berlin, 1879, s. 551 576. — Adh. D'Ales La iheologie de saint Hippolyte, Paris, 1906. — E. Amann, Hyppolyte (saint), mad. İn Vacant-Magenot-Amann, Dict. de theol. cath., c. VI, kol 2487-2511.

üçüncü yüzyıl boyunca Hıristiyan düşüncesinin en aktif merkezi İskenderiye olmuştur. Roma imparatorluğunun içinde yer alan bu kent Mısırlıların eski dinini korumuştu, Serapis tapınağı ise hâlâ bu kente egemendi: Roma inançları, eski yerel inancı yok etmeye çalışmadan ona eklenmişti. İskenderiye’de aynı zamanda büyük bir Yahudi kitlesi bulunmaktaydı.tours estambul Bu Yahudiler öylesine Helenleşmişlerdi ki onlar için Eski Ahit'in İbraniceden Yunancaya çevrilmesi gerekmişti. Philon'un en önemli temsilcisi olduğu Yahudi Iskenderiyeciligi bu ortamda doğmuştu. Yahudiler gibi Hı-ristiyanlar da Eski Ahit’i sahiplendikleri için, Platoncu ve stoacı unsurlarla yüklü olan Philon’un yorumu, İskenderiyeli Hıristiyan düşüncesi üzerinde çok büyük etki bırakmıştı. XIII. yüzyıl skolastiklerine göre Moses Maimonides’in (Musa Meymun’un) konumu ne ise Philon'un Hıristiyanlara göre konumu da oydu, İskenderiye’de Mısır, Roma ve Yahudi tapınçlarınm yanı sıra bir de Hıristiyan topluluğu ve sonuç itibariyle bir Hıristiyan tapıncı vardı. Bu Hıristiyan topluluğun menşei pek bilinmemektedir. Mısır’dan gelen ilk Hıristiyanlar gnostikti. Carpocrates orada doğmuş, Basilide ve Valemin orada ders vermişlerdi. Sapkın mezheplilerin varlığı da isler islemez bir kilisenin varlığını varsaymamıza izin vermektedir. Bu noktada durum her ne olursa olsun, 190 yılına doğru İskenderiye’de Pantene’in (ölüm 200) üstadı olduğu Hıristiyan bir okulun varlığı kuşku götürmemekiedir. Bu kişi stoacılıktan Hıristiyan dinine dönmüş, görünen o ki herhangi bir kitap da kaleme almamıştır. Fakat İskenderiyeli Kle-mes eğitiminin en önemli bölümünü ona borçluydu.
150 yılına doğru doğan ve 215’e doğru vefat eden Klemes, genç yaşta Hıristiyan dinine girmiş ve çeşitli üstatlardan ders almak için pek çok yolculuk yapmıştır. Yalnızca Pantene onu tam anlamıyla memnun bırakmıştı. Bu yüzden onun yanına yerleşti, sonra da üstadının meşhur kıldığı okulda ders vermeye başladı ve İskenderiye papazlar topluluğunun üyesi oldu. Bu şehri ve Mısır’ı, 202 yılında vuku bulan zulümden sonra Kapadokya’da Kaisareia’ya (Kayseril sığınmak üzere terk etti. En önemli eserleri Discours d'Exhortaiion au Grecs {Yunanlılara öğüt Söylevi] (Protreptikos, yaklaşık 195 yılında), Pedagogue [Eğitmen] ve Siromates'tir [Derlemeleri (Tapissehes, Melanges).
öğüt Söylevi veya diğer adıyla Protreptikos, daha önce işlediğimiz Justinus, Tati-anus ve Athenagoras’ın eserlerine benzemekledir. Bu eserlerinde Klemes, paganları, putperestlik kültünden vazgeçip gerçek Tanrı’ya yönelmeye davet etmektedir. Sonra hikâyelerinin saçmalığını ve kültlerinin gülünçlüğünü ortaya koymaktadır. Ona göre

Yunan filozonannın ve şairlerin bizzat kendilerinin bunları eleştirmiş olmaları bu in sanların putperestliğin ötesinde bir maneviyat ihtiyacı duyduklarını göstermektedir fakat gerçek Tann'nın vahyi yalnızca Peygamberlerin sözünde mevcuttur. Madem kı bu Tanrı bizlere hakikati sunmaktadır, bunu kabul etmemek ne büyük bir hatadır! Paganlar, atalarının inancını ve yurtlarının küllünü bırakmanın kötü olduğunu bahane ederek bunu reddediyorlar. Oysa sorun burada değildir. Önemli olan peşinden gidebilmek için doğrunun ve iyinin ne olduğunu bilmektir. Bir insan hayatı boyunca çocukluğunda giydiği elbiseleri giymek ve yediği yiyecekleri yemekle mükellef değildir. Yanlış olduğu bilinen bir şeyde ömür boyu ısrar etmeninde haliyle bir anlamı yoktur. Klemes, İsa’nın insanlara sunduğu iyi yönleri saydıktan sonra. Yunanlılara, hakikatin tek hâkimi olarak ona yönelmelerini öneriyor. Eser özellikle hitabet açısından çarpıcı, yazım tarzı hızlı ve daha sonraki eserlere -ki bu eserlerde Justinus ve Ta-tianus’un etkileri belirgindir- göre doğrudan okura yönelik olma özelliğini taşımaktadır
Varsayalım ki paganımız Hıristiyan dinine girdi; yine de törelerini değiştirmek gerekir, bu da Pedagogue'un üstleneceği görevdir. O kimdir? İnsanlar günahkârdır, fakat Söz, günahlara sınır çizmek için bir pedagogun işlevlerini üstlenmiştir. Din âlimi sıfatından daha çok bu sıfat ona uygundur; çünkü bir âlim yalnızca zihni aydınlatabilir, oysa bir pedagog nasıl iyi yaşanacağını öğretir. Söz, kimlerin pedagogudur? Ayrım yapmaksızın bütün insanların pedagogudur. Klemes, yalnızca belli bir selamet aristokrasisine ayrılmış kurtarıcı bilgi şeklindeki gnostik tezi şiddetle reddeder. Vaftiz oldukları andan itibaren kurtuluş karşısında bütün Hıristiyanlar eşittir. Tann’nın huzurunda, alim olanı da cahil olanı da çocuktur; cahil olanları da alim olanlar gibi Tann’nın çocuklarıdırlar. Hıristiyan dinine yeni giren de madem ki Hıristiyan inancını kabul etmiştir, o halde ışığa ermiştir; ışık ile karanlığın ortası yoktur. Klemes, Hı-ristiyanlara ait bir “gnosis”ten bahsettiğinde, bunu bir çeşit dinsel seçkinler grubunu diğer Hıristiyanlardan ayıran bir “gnosis" olarak düşünmemektedir. Tam tersine burada Hıristiyanların asıl gnostikler olduklarını ve yalnızca onların bu sıfatı hak ettiklerini söylemek ister. Kuşkusuz bazı Hıristiyanların durumu diğerlerinden daha iyi olabilir, fakat bundan dolayı daha çok Hıristiyan sayılmazlar.tours estambul Bu konuda Klemes, her zaman Incil'in sözlerine başvurmuştur: “Babamın iradesi şudur. Oğlu görüp ona iman eden herkesin ebedi hayatı olsun ve ben onu son günde kıyam ettireceğim” (Yuhanna V(;40). Demek ki gereken tek şey imandır; çünkü eğer iman kendi içinde mükemmel ve eksiksizse, eksik olan hiçbir şey yoktur. Bu imanın yeterli olduğuna emin olan Klemes’ın kendisi de felsefe yapmaktan haz duymaya başladığında bu ilke-

Demek ki pedagog Söz’dür ve bu dünyaya gelen bütün insanları eğitmektedir. Ama nasıl eğitiyor? Markion, iyiliksiz adaletçi pedagog olan Baba ile adaletten sorumlu olmayan iyilik pedagogu Söz’ü birbirinden ayırmıştı. Bununla birlikte Hıristiyanlar iki Tanrı olmadığım ve sonuç itibariyle iyiliğin adaletten ayrılmaması gerektiğini biliyorlar. Kuşkusuz ilahi Pedagog’un öğretisinin ilk ilham kaynağı iyiliktir. Bizim için duyduğu kaygıdan dolayı bizi eğitmektedir; çünkü onun amacı, bizleri kurtarmaktır. Ancak a>Tiı zamanda gerektiğinde sert olmasını ve adaleti yerine getirmesini de bilir. Gemiyi limana getiren kaptan bazen de şiddetli rüzgârlara karşı koymak durumundadır. Pedagog da öğrencisini sert bir şekilde eğitebilir ve onu kurtaracak olan disiplini uygulayabilir. Klemes, bu ilkeleri oturttuktan sonra, İskenderiye Hıristıyanları için pratik bir ahlak kitabı sunmaktadır. Eserinin bu bölümü, o zamanlara ait töreler hakkında bilgi veren tablolar ve büyüleyici aynntılarla doludur. İskenderiye’deki “et-çil-otçul” olanları, mobilyadaki, kıyafetlerdeki, hatta İskenderiyeli Hıristiyan hanımların çok merak saldıkları parfümlerdeki lüks düşkünlüğünü de eleştirmektedir. En azından erkeklerin başlarını ağrıtmayan kokular seçsinler! Eğer bütün bunları hayatı güzelleştirmek için arıyorsak, iyi bilinsin ki Hıristiyanlık buna yeter. Gerçek bilgi, kendini bilmektir; kendini bilen, kendisini yaratan Tann’yı da bilir; O’nu bilen de O’na ne kadar benzediğini gitgide fark eder ve böylece ne kadar güzel olduğunu anlar ve süse ihtiyaç duymaz. Hıristiyan zengindir. Hatta tek zengin olan odur, çünkü elinden alınamayacak olan rtıh zenginliklerine sahiptir. Hıristiyanın hiçbir zaman eksiği yoktur, çünkü o öyle azla yetinir ki pek bir şeye ihtiyaç duymaz. Klemes, ilahi Pedagog’u, sadık bir öğrenci olarak izleyen, yeniden canlanan ve hiçbir şeyin kölesi olmadan her şeyi kullanabilen insanı bizlere göstererek eserine noktayı koymaktadır. Onun isteği, akla ters düşen istekleri frenlemek ve dolayısıyla sade, doğal, ılımlı, rahat, araştırma gerektirmeyen, sağlığa, yaşa, kişiye, mizaca, uğraşlara uygun olanla yetinmektir.
Aynı zamanda gnosisin doktriner çileciliğinin ve bu akımların temsilcilerinin kendilerine tanıdıkları ahlaksal gevşeklik hakkının da düşmanı olan bu Hıristiyanlık, yüzeysel bir Hıristiyanlık değildir. Tam tersine gerçek Hıristiyanın Hıristiyanlığı, ruhunun içinde olduğu için her insan yaşamına dahil olabilir ve bunun için akla yatkın olması yeterlidir. “Quis dives salvetur?” [Tannyı Kim Selamladı?] adlı eserinde Klemes, zenginliklerin ruhunu tutsak etmemesi ve bunların iyilik için kullanılan aletler olarak kalması durumunda zengin insanın da kurtulabileceğini savunur. Yunan hikmeti? Belki, fakat daha derin bir biçimde Hıristiyan hikmeti söz konusudur. Hıristiyanın

da\Tanış biçimi, Yunan bilgeninkine benzediğinde bile aynı nedenlerden beslenmez Demek ki bu iki hikmet aynı değildir. Hıristiyan ahlakının ruhu, Tanrı aşkı için dünyadan vazgeçmektir. Hıristiyanlık, fakirlere zenginler kadar zengin olduklarını, zenginlere de fakirler kadar fakir olduklarını öğretmektedir, Klemes ahlakının sergilediği tamamen Hıristiyan itidale göre edimlerimizin maddesi, onlardan çıkacak dersin nihai kökünü oluşturmaz.
Söz, Hıristiyanı dine soktu; Söz, onu eğitti; artık Söz, öğrencinin öğrenme yeteneği ölçüsünde onun bilgisini artırabilir. Derlemeler bizleri, törenlerin Pedagogundan sonra aklın Âlimini dinlemeye davet etmektedir. Bu eser, pro domo bir savunmadır. Her dinsel toplulukta olduğu gibi İskenderiye’nin Hıristiyan kilisesinde de hem alimler hem de cahiller bulunmaktaydı. Cahiller çok, alimler azdı. Din kardeşlen Alber-tus Magnus için ileride yapacakları gibi İskenderiye’nin cahil Hıristiyanları onun felsefe yaparak vakit kaybettiğinden yakınıyorlardı. Bu insanların istedikleri şey, “salt ve çıplak iman"dı (l;43); hatta yalnızca felsefeden soyutlanmış değil, aynı zamanda bütün spekülasyonlardan, hatla teolojik olanlardan da soyutlanmış bir imandı. Sancta sımplicııas’ın bu ilk temsilcileri için gnostiklerin durumu, felsefenin zararlı yönünü ortaya koymaya yetiyordu. Klemes’in belirttiğine göre, onu kesinlikle bir korkuluk gibi değerlendinyorlardı. Tam da bu nedenle, bir Hıristiyanın, Tann’ya karşı mücadeleyi ev'renin bağnna sokan isyankâr güçlerle her türlü alışverişten nasıl uzak durmak gerekiyorsa, ondan da kaçınması gerektiğini düşünüyorlardı.
Derlemeler'in esas amacı, felsefenin kendi içinde iyi olduğunu göstermektir; çünkü Tanrı felsefeye izin vermişti. Eski Ahit’le (Çıkış xxvıll;3) Tanrı, düşünceli, bilgece olan ve “hikmet ruhuyla" donattığı insanlardan bahseder. Bu ifadeyi iki şekilde yo-rumlamalıyız. ilk önce sanatkârlara işaret etmekledir; çünkü çömlekçinin dokunma. Itriyatçının koku alma, müzisyenin işitme, heykeltraşın görme duyusunun ne kadar mükemmel olduğunu hepimiz biliriz. Fakat araştırmalara kendilerini adayanların özel bir duyuya ihtiyaçları vardı; bu da şairlerin figürlerini, hatiplerin müselsel bentlerini ve diyalektikçilerin kıyaslannı anlamak için akıldır. Bunu öğretmek ve kullanmak için gerekli cesaret gibi bu duyu da Tanrı vergisidir. Bu yüzden de O’nun eseri olan felsefenin Tann’nın huzurunda kötü ve kınanacak bir şey olduğunu kabul edemeyiz.
Genelde buna şu yanıtla karşı çıkılmıştır: Felsefe kötü bir şey olmalı ki. Tanrı onun yerine inancı indirmiştir. Fakat bu bakış, tarih içinde felsefenin rolünü yanlış anlamaktadır. Isa’nın yeryüzüne inmesinden önce, kimsenin Tanrı tarafından gönderildiğinden şüphe etmediği Yahudi yasası vardı. Eski Ahit, Yeni Ahil’i hazırlamaktay-
tours estambul yazdı ve sundu..
düzce kiralık daire : düzce kiralık daire kiralık daire : kiralık daire düzce merkez kiralık daire : düzce merkez kiralık daire düzce kiralık daire 1+1 : düzce kiralık daire 1+1 düzce eşyalı kiralık daire : düzce eşyalı kiralık daire düzce kiralık daire metek toki : düzce kiralık daire metek toki düzce kalıcı konutlar kiralık daire : düzce kalıcı konutlar kiralık daire düzce günlük kiralık daire : düzce günlük kiralık daire düzce emlak : düzce emlak düzce satılık daire : düzce satılık daire düzce satılık daire sahibinden : düzce satılık daire sahibinden düzce merkez satılık daire : düzce merkez satılık daire düzce satılık daire toki : düzce satılık daire toki düzce satılık daire kalıcı konutlar : düzce satılık daire kalıcı konutlar düzce satılık ev : düzce satılık ev düzce satılık dükkan : düzce satılık dükkan düzce satılık arsalar : düzce satılık arsalar satılık arsalar düzce : satılık arsalar düzce satılık arsalar : satılık arsalar sahibinden düzce satılık arsa : sahibinden düzce satılık arsa düzce günlük kiralık daire merkez : düzce günlük kiralık daire merkez sahibinden günlük kiralık daire : sahibinden günlük kiralık daire sahibinden günlük kiralık daire düzce : sahibinden günlük kiralık daire düzce düzce günlük kiralık daire : düzce günlük kiralık daire