estambul ve insan ile din bilgisi2

estambul ve insan ile din bilgisi2

 evet arkadaslar sizlere en güzel yazıları yazan estambul çok çalıstı ve bu yazıları hazırladı estambul dediki Nemâzı cemâ’ai ile kılmanın fâidesi, insanın kendinedir. Ce-mâ’ati terk edenin hiçbir müslimâna zararı olmaz. Böyle oldus» hâlde, cemrrali terk edenleri, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sel lem”, evlerini yıkmakla korkuldu. Hazret-i Ömerin zararı bütün müslimanlara. Iıaltâ başdan başa, bütün islâmiyyete vavılacal: olan bir fitne ve fesâdı çıkaranların evlerini yakmakla km-întnıa sı niçin câiz olmasın? Resûlullah “sallallahü aleyhi
korkutma-ve sellenî Fâlımanm evindeki perdelerden can/ ı. çıkarılıncaya kadar içeri le,şrıf etmedi. Hattâ, Ka’be-i*n ^ içiıuleki lıazrel i Ibnihfnıin ve hazret-i İsmâ'îlin
..keller çıkarılmadıkça içeri girmedi. Hazret-i Fâtmıamn ” tnubârek evi yanında fesâd çıkarıldığını görünce.

Ew«ayıkanm) diye hazret-i Ömerin fesâdcıları korkutına-neden SUÇ olsun? Edebi gözeterek bu tehdidi yapmamalı ıdı de-*e, mühim işler ve büyük lehlükeler karşısında, kimse edebi jjıetemez. Çünki, hazret-i Alî “radıyaüabü anh” da, Inııniet edil-İeavâcib olan hazret-i Âişe-i Sıddîkaya karşı lâzım olan edebi gö-legetnişdi. Görülüyor ki, hazret-i Ömeri, ma’sûm olan imâmın apdıpişe uygun bir hareketinden dolayı kötülemek. Ona dil uzatmak, şfî mezhebine göre de uygun olmamakdadır. i - (Zâlimler zulmüne devam ediyorlar. Diğeri Resûlullahın niziine tüküren ağzı köpüklenmiş cibilliyetsiz üvey kardeşi Ukbe ImVelîdi vâlîlikle mükâfatlandırıyor. Bir tarafdan da, Resûlulla-lıınsürgün eylediği kimseleri hilâfetin ikinci adamı mesabesine çı-lanyor. Bütün bunların intikâmını hazret-i Hasen-i Müctebânm laüutuna ok atmak ve aldırmakla alıyor) diyor.
Burada da, Osmân-ı Zinnûreyne “radıyallahü anh” saldır-makdadır. Fekat, Ehl-i sünnetin boğazına geçirmek istediği ip, aşaüanna takılmakda, helak olmakdadır. Söyle ki, Resûlullahın )tone tüküren üvey kardeşi Ukbe bin Velîdi vâlî yapdı diye ucüncü halîfeye saldırırken, câhilliğini ortaya koymakdadır. Unki, Resûlullahın mübarek yüzüne murdar salyasım fırlatan, tbuLehebin oğlu Uteybedir. Hazret-i Alînin amcası olan Ebû üneb, Resûlullahın azılı düşmanı idi. (Tebbet yedâ) sûresi gele-|ek. kendisinin ve Resûlullahın kapısına dikenleri yağan karısı '-mmi Cemilin Cehenneme gidecekleri bildirilince, büsbütün bdurdu. Oğulları Utbe ve Uteybeyi çağırdı. ResCılullahm kızla-■inı boşamalarını emr eyledi. Bu iki hâin, müşrik olduklarından, kesûlullahın dâmâdlığı gibi bir şerefi ellerinden çıkardılar. Utey-yalnız Ümm-i Gülsümü “radıyallahü anhâ” boşamakla kal-«tadı. Resûlullahın huzûruna gelip, (Sana inanmıyorum. Seni sevmiyorum Sen de beni sevmezsin. Onun için kızım boşadım) dedi Resûlullahın üzerine saldırdı. Mübarek yakasından lutdu. Gömleğini y.rtd.. Murdar salyasm. akıtarak def oldu. Rcsûlullah
bârek başına işkembeler koymuşdu. Bir kerre de hücûniT ^' mubârek gömleği ile mubârek boğazını sıkmışdı. Oradan k . hazret-i Ebû Bekr, (Benim Rabbim Allah diyeni mi öldiiıty^' sun?) diyerek, Resûlullaha yardım eyledi. Resûlullah “sallallaii aleyhi ve sellem” orada bulunan kâfirlerin ismlerini sayarak, oj Rabbî! Bunları azâb çukuruna doldur) buyurdu. Abdüllatı Igj Mes’ûd buyuruyor ki, (Bedr gazâsında, bunların hepsi kati edilip bir çukura doldurulduğunu gördüm. Yalnız Ukbe bin EbîMua\ı, o gazveden dönüşünde yolda kati edildi). Görülüyor ki, Resûlüİa ha “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” çok işkence eden Uteybevt Ukbe kâfirleri, halîfeler zemânlanna yetişmemişlerdi. Oncedeiı Cehenneme gitmişlerdi. Bunlan vâlî yapdı demek, büyük câhl^ ifâdesidir.
Evet, hazret-i Mu’âviye “radıyallahü teâlâ anh”, kardeşi Utbe nin oğlunu Medîneye vâlî yapmışdı. Fekat, Onun adı VelîdbinUl be idi. Velîd, elliyedi senesinde vâlî olunca, hazret-i Hüsey^e'e başka Sahâbîye çok saygı gösterdi. Hattâ, Yezîd, halîfe olunca, Medînede kendine bf at edilmesini sıkı emr etdiği hâlde, bunusaş lıycimadığı ve hazret-i Hüseyni serbest bırakdığı için. Velîdi azlet mişdi.
Sonbehâr mecmû’asındaki bu yazının, hazret-i Osmâna “radı yallahü teâlâ anh” atılan bir taş olduğu meydândadır. Çünki, haı ret-i Osmân, üvey kardeşi, ya’nî ana bir kardeşi olan Velîdi Küfe emîri yapmışdı. Fekat bu yazarın dediği gibi, Ukbe bin Velîd değildir. Velîd bin Ukbe idi. Ya’nî Ukbe kâfirinin oğlu idi. Bunun adı m tersine yazmakdadır. Bu Velîd, Mekkenin fethinde îmâna geldi Alçak işi yapan, bu değildi. Resûlullah, dokuzuncu yılda, bunu Benî Mustahk zekâtını toplamağa me’mûr etmişdi. Yazarın, ismlen kanşdırdığım kabûl ederek, buna da cevâb verelim
Sâ’d ibni Ebî Vakkâs “radıyallahü anh” Beytülmâl me’mûru olan Abdüllah ibni Mes’ûddan “radıyallahü anh” ödünç mal al mışdı. Bunu ödiyemedi. Bu iş, Küfe şehrinde ağızdan ağıza vavı dı. Halîfe Osmân “radıyallahü anh”, bunu işitince, Sâ’d hazretlt rini emîrlikden azl etdi. Yerine, güvendiği Velfdi gelirdi VeİK iyi bir idâreci idi. Küfedeki dedikodulara son verdi. Kendini h ı ka sevdirdi. Azerbaycân halkı isyân
rlS basdırdı. Kâfirlerle de gaza edip çok gantoet aidi, r ESrum ordusunun Sivas ve Malatyaya doğru geldıgı ışıtıl-lSd,Sâm askerine Irakdan yardım gönderdi. Anadoluda çok ^ ıletfetholundu. Hicretin otuzuncu yılında, Velîdi çekemiyenler, f^ıâb içiyor diye, Abdüllah ibni Mes’ûdlUMretlerine fikâyet etdi-||(j,0da,(Biz günâhı açık olmıyan kimse ile uğraşmayıptîüyBltf i Halifeye de şikâyet etdiler. Hazret-i Osmân Velîdi Medîneye ça-|jır(iı.Arasdırdı. Şerâb içdiği anlaşıldı. Had cezâsı vuruldu. Yerine I ja'îdbin Asta’yîn edildi. Velîdi, hazret-i Ömer de vaktîle Ce2ure-iieıne’mûryapmışdı. Hazret-i Osmâmn “radıyallahü teâlâ anh” vâleri üzerinde aşağıda geniş bilgi vereceğiz. Hazret-i Hasenin 1 tabutuna ok aldırdılar, iftirâsı ise, Ehl-i sünnet düşmanı olan hurû-0era kuyruklu yalanlarındandır. Bunun doğrusunu, (Kısas-ı En-bi)â)kitâbı şöyle anlatıyor;
Hmet-iHüseyn “radıyallahü anh”, hicretin kırkdokuzuncu se-ııesm e.büyük kardeşi hazret-i Haseni, Hucre-i se’âdete defn etmeğe havlanırken, işinden atılmış olup Medînede bulunan Mercan, 12 buraya kimseyi defn etdirmeyiz, dedi. Medînede bulunan mevüeri topladı. Hâşim oğulları da sUâhlamp, bunlara karşı koy-aga hazmandı. Ebû Hureyre, hazret-i Hüseyne “radıyallahü an-nasöıat verip, O da, kardeşini (BakT) kabristâmna götürdü, kanşıklığm önü ahnmış oldu. Emevflerden, Meçime sı olan Sa’îd bin As, cenazede bulundu. Âdet üzere, cenâze ne-®azını bu kıldırdı.
^ Mısriı Seyyid Kutb adındaki bir yazarın da, hazret-i Osmâna radıyallahü anh” dil uzatması da, kendisinin hurûfî kitâblanna al-aannuş olduğunu gösteriyor. Belirli birkaç kişi tarafından İslâm âli-hattâ müctehid olarak tanıtılmağa çalışılan ve kitâblan türkçe-y^terceme edilip gençlerin önüne sürülen bu adam, 1377 (m. 1958) senesinde basılmış olan (El adâletül İctinıâ’iyyetü rd-islânı) kitâbı-yüzseksenaltıncı ve sonraki sahîfelerinde, müslimânlann göz-'’ebeği olan bu mübarek halîfeye karşı çok çirkin ve saygısızca kepmelerle iftiralar etmekdedir. Hepsini yazmağa İslâmî hayamız mâni’ olduğu için, birkaç sahîfesinden birkaç satırını terceme etmekle iktifa ediyoruz:
oğlu Hârisin tazım kendi oğluna aldığı zemân Be yüzbin dirhem ihsanda bulundu. Beytülmâl Erkam, ertesi sabâh ağlıyarakgeldi. İşinden Müslimânlarm malını akrabâsma dağıtdığıiçin isti’fâet?^^' ymca, akrabama iyilik etdiğim için mi ağlıyorsun, onun için değil. Fekat bu malları Resûlullah hayâtda iken m yolunda verdiğin mallara karşılık olarak aldığını düşünereû^ rum, dedi. Osman, bu söze kızıp, Beytülmâlın anahtarlanaiii^ git! Başkasını bulurum dedi. Osmânın isrâflannı gösteren, dahâ nice misâller vardır. Zübeyre altıyüzbin, Talhayaiidymh, Mervana Afrikıyye haracının beşde birini verdi. Eshâbveönıxk le Alî bin ebî Tâlib bunlan işitince onu azarladılar.
Mu’âviyenin mülkünü genişletip Filistini de OnaverâM mi ve süt kardeşi Abdüllah bin Sa’d ve başka akrabasını vâlîjı^ dı. îslâmın rûhundan bu ayrılığını gören Eshâb, Medîneyetopk dılar. Halîfe pek yaşlı ve gücü tükenmiş olup, işler Menamtk-de kaldı. Halk, Osmâna nasihat vermek için Ah binebî Tmip derdiler. Uzun konuşdular. Bu arada: Şimdi vâlî olan Mupi Ömer zemânmda da vâlî değil mi idi? Evet vâlî idi, dedi. Osmp ne sordu: Ömer, bütün hilâfeti müddetince. Mu âviyey m}if madı mı? Evet yapdı. Fekat Mu’âviye Ömerden çok kor m^ Şimdi o, senin haberin olmadan işler çeviriyor. Millete de, ÜSB: böyle emr etdi, diyor. Sen bunlan işitiyorsun da Mu âviyeye diyemiyorsun, dedi. Osman zemânmda, hak ile bâtıl, hayrnep kanşdı. Osmân dahâ önce halîfe olsaydı, genç olurdu Daha som halîfe olsaydı, ya’nî Alî Onun yerine olsaydı, Emevîlerişem mazdı. İyi olurdu) gibi şeyler yazıyor. Bundan sonra da, İslâm W lîfelerine, en çok hazret-i Mu’âviyeye çatıyor... Beytülmâlı kep ri, zevkleri için hare eldiler. Bütün bu yolsuzluklara Osmân sebeP oldu, diyor.
estambul sundu..